.

.
» » » » » » » » ATATÜRK'E MASON DiYENLERiN KiMLiKLERi


 M asonların yolu ve ögretisinden çok daha derin çok daha özel olan RASULALLAH'ın ilmin kapısı EHLiBEYTi'nin yolundan giden alevi Bektaşi Nusayri ögretileri'nin kendilerinden daha özel ve has olduğu ve üstünlüğü ilmi ve derinlik bakımından belli olmaması için KENDiLERiNDE OLAN AHLAKSIZ VE SAPIK AYiNLERi ALEViLERE MUM SÖNDÜ iftirasıyla yaptıkları ibadetin kutsiyetine iftira atarak kendilerine benzetmeye çalışmıştır.

NOT:Yahudiler 
ve Masonlar Hz Ali K.v'den nefret ederer çünkü 
Yahudi Kalesi HAYBERi BAŞLARINA geçirmişti.O gün yemin ettiler ne sana ne ailene nede seni sevenlere kıyamete kadar rahat vermicez dediler.
ÖRNEK Ermiş bir evliya mesela Yunus Hacı bektaş gibi ALLAH DOSTU kerametleri olan bir zatın tüm bu mübarekliğini öne sürerek şu şekilde göstermeye çalışırlar. Biz Masonların ayinleri var evet erkek erkeğe öpüşürüz kadın kıyafeti kilot sütyen vs vs vs giyeriz ancak, BAKIN ERMiŞLERiN AZiZLERIN YOLUNDAN GIDEN BEKTAŞiLER ALEViLERDE BÖYLE,'' Siz sırları bilmiyorsunuz'' diyerek dinle ilimle imanla alakası olmayan işin içine gizemli tavırlarla kafa karıştırıp kendilerine çekmeye çalışan bir güruhla karşı karşıya olduğumuzu anlarız

ATATÜRK'ÜN DOTORU
MiM KEMAL ÖKE 
Baş masondu ve Atatürk'ü günden güne zehirleyerek ve yanlış tedavi yöntemi kullanarak ölmesine sebep oldu. ATATÜRK Hasta Yatağında meşhur sözünü söyledi. '' BENi TÜRK DOKTORLARINA EMANET EDiN ''Anlamıştı zehirlendiğini ancak herşey için çok geçti.
 BEKTAŞi BiR AiLEDE DOĞAN DEDESi KIZIL HAFIZ AHMET EFENDi OLAN HAFIZ AHMET EFENDiNiN TORUNU MUSTAFA KEMAL ATATÜRK BEKTAŞi DOGDU MEVLEVi TERBiYESiYLE BÜYÜDÜ. 
     iDAMDAN ARANDIĞI BULUNDUGU YERDE VURULMA EMRiNiN VERiLDiĞi YILLARDA iSE HATAYDA ŞEYH ES SALiH EL ALi ADLI NUSAYRi EVLiYASI ONU HiMAYESiNE ALDI.
MATHMA GANDi iLE DE GÖRÜŞEN ŞEYH SALiH EL ALi ,Gandi ile aralarında geçen birçok mektubu vardır. Mustafa Kemal ATATÜRK ile aralarında geçen mektupta ATATÜRK'ün Nusayri hocasına özellikle ''DiN KARDEŞiM KAFiRLERE AMANSIZ BiR HEZiMET YAŞATIYORUZ iFADESi OLDUKÇA Dikkat çekici ve Atatürkü daha iyi anlayıp tanıma fırsatı bulma konusunda da son derece aydınlatıcı bir nitelikte bilgi olma özelliğindedir.




----------------------------------------------------------------------------------------------------



ATATÜRK  BEKTAŞiYDi Bu araştırma için tıklayın>>>


----------------------------------------------------------------------------------------------------



ATATÜRK'E ATILAN iFTiRALAR



ATATÜRK'E MASON DiYENLERiN    KiMLiKLERi       MASON TAPINAKÇI   


   YAHUDi…   
Neden ATATÜRK'e mason diyorlar mason olmalarına rağmen.Hadi masonsun Madem ATATÜRKTE MASON, NEDEN ATATÜRK'Ü YOK ETMEYE ÇALIŞIYORSUN O HALDE…DEMEK Ki Kendinle çelişip iftira attığın alenen ortada….









Türkiye'de masonlardan daha fazla  gericiler   yoktur. Hala iki bin yıllık Hiram Ustalarının efsanelerine inanıyorlar. Hala per­gelin, gönyenin, malanın peşinden koşuyorlar... Hala dul ke­sesi öpüyorlar…

Hala gözleri kapalı sağda solda dolaştırılıyor­lar... Masonlardan daha gerici, daha iptidai, daha sapık dü­şüncelere sahip olan insanları düşünebiliyor musunuz?…"

Bülent Arınç, masonlar aleyhine böyle konuşurken, onla­ra selam göndermeyi, göz kırpmayı da Mason düşüncelerini kendince İslami kılıfa sokarak şöyle açıklıyor ve destek veriyor­du: "Bir işi Allah takdir etti mi hiçbir beşeri kuvvet onu önle­yemez. Bir ışık bir nur bir ziya ki onu Allah yaktı.

Kimse onu üfleyerek söndüremez..." Herkes bilir ki İstanbul'da yer alan Mason Mabedi Nur-u Ziya caddesinde yer almakta ve Nur ve Ziya Masonların ulaş­mak istedikleri hedeflerin kamufle edilmiş halidir…"

AKP İktidarı Masonlar için adeta dikensiz bir gül bahçe-siydi. İnsan Hakları Mahkemesindeki türban davasına Mason olan Avukat Münci Özmen gönderiliyordu. Hükümetin Proto­kol Müdürü yine Mason olan Fuat Tanlay'dı. 26 Haziran 1999 tarihli Hürriyet Gazetesi Bülent Arınç'ın "Kavakçı elbette ki siyasal simge olarak türbanı takıyor" şek­lindeki sözlerine yer veriyordu.

 Kavakçı bilindiği gibi ABD va­tandaşıydı. Türban davasına Mason Avukat gönderen hükümeti oluş-turan Partinin kare aslarından Bülent Arınç, Konya-Kara-tay'da yaptığı konuşmada, "Türban bizim bayrağımızdır" di­yordu.

 Daha sonra Vakit Gazetesi'ne demeç veriyor ve "Türban meselesini çözmek bizim namus borcumuz" şeklinde konuşu­yordu. "Sayın Arınç, İkinci Dedeni de Açıkla... Bir insanın iki dedesi olur!!! Birini açıkladın.

Ya diğeri... TBMM Başkanı Bülent Arınç, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in geçen günkü konuşmasını yorumladı, "Kışla­da veda nutku" dedi.

Arkasından gazeteciler Arınç'a soru so­rarken, "Sezer'in bir takım açıklamaları oldu Harp Akademile­rinde" der demez. Arınç, "Hangi Sezer" diye sordu…

Gazeteci, "Cumhurbaşkanı Sezer" karşılığını verdi. Arınç da "İki tane var da onun için soruyorum", dedi. Arınç doğru söylüyor. Türkiye'de iki tane Sezer var.

Biz de Arınç'ın iki Sezer hatırlatması üzerine yeri gelmişken soralım: Siz geçen günlerde "birinci dedenizi açıkladınız". Fakat, "İnsa­nın iki dedesi olacağı" için, şimdi ikinci dedenizi de açıklayın…

Sonra da, Manisa tekkelerinde Türk milletinin Atası ve de­deniz için söylediklerinizi hatırlayın. Daha sonra da, "Kendini­ze yeni bir Türkiye ayarlayın!" ayarlayabilirseniz…

Diğer tarafta "Dindar bir cumhurbaşkanı seçeceğiz" ifade­niz ise talihsizliktir…

Nedeni ise, yetiştiğiniz tekkenin patronu olan F. Gülen, ABD'de İslamiyet'i Protestanlaştırmak için elin­de geleni yapıyor.

Hatırlarsınız, Cumhurbaşkanı Sezer, Harp Akademileri'nde verdiği konferansta "Ilımlı İslam'ın çok kısa sürede Radikal İslam'a dönüşmesi kaçınılmazdır", demişti. İş­te o sözler, Protestan İslam'ın tam karşılığıdır…

İddia ediyorum bunlar Müslüman da değil... Çünkü, Müs­lüman olan İNSAN, komşusunda 1 milyon cana mal olmuş, 5 38 Ergün Poyraz milyon çocuğu annesiz babasız bırakmış, 3 milyonun üzerinde İnsan yaralayan, 2 milyon insanın göç etmesine neden olan bir AB-D'nin peşinden gider mi?


Sizi iktidara getirenlerin AB-D'li sapkın güçler olduğunu Türk milletinin bilmediğini mi sa­nıyorsunuz... Unutmayın, AB-D'li sapkın güçlerin tarihte dostları olma­dı. Onların yalnızca menfaatleri oldu.

Mısır kökenli ve İskenderiye doğumlu bir başka milletveki­li ise Tayyip'in sırdaşı Emin Şirin'di. Emin Şirin kendini tanım­larken; "Ben de Türk kanından başka her kan var" diyordu. Arınç'ın büyük babası Mehmet, Derviş Mehmet olarak ta­nınıyordu.

Büyük baba ölünce Arınç'ın kütükte Ahmet adı ile kayıtlı dedesi, Derviş Mehmet diye çağrılmaya başlanıyordu. Bilindiği gibi Derviş Mehmet, Asteğmen Kubilay'ı şehit eden gurubun başını çekiyordu.

Bülent Arınç'ı çok yakından tanı­yan ve onun çocukluk arkadaşı olan Nedim Çakmak, "Bülent, çocukluk ve gençlik yıllarında, Manisa sokaklarında "Dedemin intikamını alacağım" diye dolaşıyor" diyordu.

Manisa'nın "Üç Bülent'i diye anılan gurupta yer alan Arınç, Manisa kökenli ve İzmir Karşıyaka'da oturan Yahudi Sara Hanım'ın derslerine katılıyor, onun tekkesinden çıkmıyordu. Yahudi düşmanlığı yaparak, Müslümanları saflarına katmak bu derslerde öğreti­len başlıca konulardandı.

AKP yönetiminin kare asları olarak nitelenen İsrail Dışiş­leri Müsteşarı Alon Liel ve İshak Alaton (Tayyip Erdoğan'nın 
istanbul büyükşehir belediye başkanlığı zamanındaki ORTAĞI) gibi Yahudilerin rah-le-i tedrisatından geçen Tayip Erdoğan Maça ası olarak adlan­dırılırken, Kupa ası Bülent Arınç ise Yahudi Sara'nın dersle­rinden ayrılmıyordu.


Karo ası Abdullah Gül ise Sabahattin Za-im'in öğrencisiydi. Sabahattin Zaim " Abdullah Gül  gibileri_bu­lup      kullanacaksınız " diyen bir isimdi. Arınç da Erdoğan ve Gül gibi Necip Fazıl'ın talebeleri arasında yer alıyordu.

Abdullah Gül, Hülya Avşar'a hayranlığı yüzünden teşkilat­tan tepki alırken, Bülent Arınç Tekirdağ-Malkara'da yaptığı konuşmada; "Hülya Avşar fettan bir kadın her önüne gelenle düşer kalkar" diyor ve alkış alıyordu. Hülya Avşar'ın eski kocası Kaya Çilingiroğlu ise AKP'li ol­duğunu ilan etmekten çekinmiyordu.

Süleyman Yeşilyurt, "Yahudi Dönmeleri ve Mum Söndü Ayini" adlı kitabında Sabahattin Zaim için şunları yazıyordu: "1924 yılında Köprülü'de dünyaya gelen Prof. Cevat Ba-buna'nın baba tarafı Selanik ve Üsküp dönmelerindendir. An­nesi Nazire Hanım ise Selanikli Sabetaist bir ailenin kızıdır.

O yıllarda köprülü yani Üsküp, Selanik'ten sonra Yahudi dön­melerin en büyük merkezleri konumundaydı. Ω>Babuna'nın teyzeoğlu ünlü Prof. Sabahattin Zaim de Selanik doğumludur. Zaim'in annesi Saime Hanım da Selanik dönmesidir. Zaim'in eşi Ulya (Cıngıllıoğlu) da Sabetaist bir ailenin mensubudur. Ai­ledeki diğer ünlü isim ise Leyla Neyzi'dir…"

Karenin dördüncü ismi yani Sinek Ası Abdüllatif Şener, Cumhurbaşkanlığı hayali ile uçtuğu için onunla ilgili bilgilere şimdilik yer vermiyoruz. Sabetaycı mısınız?

Yalçın Küçük "Tekelliyet 2" adlı kitabında "Bülent Arınç'a yanıt" başlığı altında Uğur İpekçi'nin 14 Mayıs 2003 tarihin­de yayınlanan Habertürk Gazetesi'nde yer alan yazısını akta­rıyordu:

"TBMM Başkanı Bülent Arınç'ı Habertürk'teki Basın Klü-bü'nde izledim. Sayın Arınç, üç saati aşan program esnasında sadece bir kez sinirlendi.

O da 'Siz Sabetaycı yani Yahudi Dönmesi bir ai­leden mi geliyorsunuz' sorusu yöneltildiğinde. Niye bu kadar sinirlendiğini ben pek anlayamadım. 'Değiliz' deyip tartışmayı bitirebilirdi. Ancak demedi.

Onun yerine hep başka şeyler söyledi. Ve hep sinirli konuştu. Sabetaycılık meselesinde bu kadar hassas olan Bülent Arınç'ın, 'Sabetaycıların okulu' olarak bilinen Fevziye Mektep­leri ile birlikte, Nişantaşı'nda sergi açılışı yapacak olmasına ne buyurulur?
TDoğramacı'nın 20 sayfalık bir biyografisi bulunduğunu, 91 yaşına ulaşan değerli bir insanın hayat boyu yaptığı işlerin görülebileceğini anlatan Arınç, 1915 yılında Erbil'de doğduğu­nu, 6 dil bildiğini, dünyanın pek çok kuruluşunun başkan ve­ya üyesi olduğunu, Devlet Üstün Hizmet Madalyası ile birlikte yurtiçinde ve dışında pek çok nişan ve ödüller kazandığını kay­detti.
Türkiye'nin ilk özel üniversitesi olan Bilkent bir mükem­meliyet merkezi olarak planlanmıştır. Nitekim;
32
Ergün Poyraz
Bilkent Üniversitesi öğretim üyesi başına en çok bilimsel yayın yapan üniversite olduğu gibi, merkezi yerleştirme siste­mi ile 1995 üniversite sınavına giren öğrencilerden matema­tikte en yüksek puanı alan ile ilk yüzden 55'i, fen puanında ise ilk 100 öğrenciden 50'si Bilkent Üniversitesini tercih etmişler­dir.
Ayrıca son 8 yılda kütüphanesine en çok kaynak ayrılan üniversite olma özelliğini de taşımaktadır. Bu kütüphane sade­ce Bilkent camiasına değil herkese senenin 362 günü açık­tır..."
Arınç Doğramacı'nın Üniversitesindeki, prezervatifler­den, doğum kontrol haplarından, lezbiyen ve homoseksüeller­den bahsediyor ancak bir şeyi görmezden geliyordu. Yıllarca Kuşadası gibi turistik yerlere sokulmayan Gay ve Lezbiyenler AKP hükümeti döneminde hür ve kabul edilmiş olarak boy gösteriyorlardı. 03.06.2007 tarihli Ege TV Ana Haberlerinde; Homoseksüel ve Lezbiyenlerin AKP devrindeki saadetlerini gösteriyordu.
Devlet Bütçesinden Erotik Film
CHP Milletvekili Emin Koç'un verdiği önerge sonucu: TMSF'nin, el konulan CİNE - 5'in Fanatik Film şirketiyle süren sözleşmesi nedeniyle 10 erotik film satın aldığı ortaya çıkıyor, böylece dini bütün AKP'lilerin millete ramazanlar dahil erotik filmler seyrettirdiği belgeleniyordu.
Oysa Tayyip Erdoğan belediye başkanı olmadan önce İs­tanbul genelevlerini dolaşmış, "Sizleri buradan kurtaracağız"
33 Musa'nın Mücahiti
diyerek söz vermiş, oy istemişti. Kendisine güvenen Genelev kadınları sözlerini tutmuş, oylarını vermiş ve Tayyip Belediye Başkanı seçilmişti. Ancak seçimden sonra verdiği sözleri tut­mayan Tayyip, Başbakan olduktan sonra el koydukları CINE 5'in Ramazan ayında bile Erotik film yayınlamasına müdaha­le etmemişti.
CHP Milletvekili Emin Koç, Maliye Bakanı Kemal Unakı-tan'a, TMSF'nin CINE - 5'in yayınlaması için kaç dizi film ve film aldığını sordu. Soruyu yanıtlayan Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener el konulduktan sonra CINE - 5'e "167 bin 387" dolarlık film alındığını belirtti.
Şener, Fanatik Film şirketiyle Nisan 2005'e kadar süren sözleşme doğrultusunda 10 erotik film alındığını açıkladı. Filmler için 8 bin dolarlık anlaşma yapan CINE - 5 yönetimi şimdiye kadar 5 bin dolar ödedi.
TMSF'nin erotik film listesindeki on film şöyle: "Passion and Romance, Butterscotch- Mission Invisible, Click, Butters-cotch - Power Flower, Virtual Encounters 2, Insatıable Wives, Click, Sex Files 2, Belonde Heaven, Urban Master."
Arınç, devri iktidarlarında yapılan bu işlemlere her neden­se sessiz kalıyordu.




Özal'ın Şortunu Öpermiş
Vakit Gazetesi yazarlarından Ahmet Selim'in kitabında Arınç'ın, "Özal'ın şortunu öperdim" dediği sözleri şu şekilde yer alıyordu:
"Lider dediğin Özal gibi olur. O şortla askeri teftiş etti. Ha­yatta olsa onun şortunu öperdim"
Arınç, Köln'de yaptığı konuşmada şunları söylüyordu:
"Batının demokrasi anlayışı helvadan putlar gibi, acıkınca
36
Ergün Poyraz
yiyorlar. Cezayir örneğini karşımıza getirenlere, bu iş partiyle olmaz diyenlere, siyasetle olmaz diyenlere, şunu diyoruz. Ce­zayir 1880'de bağımsızlığını kazandı. Postallardan daha yeni kurtuldu. Postal'a kimse güvenmesin"
Konuşmasında kendince Silahlı Kuvvetler'e övgüler düz­dükten sonra şöyle konuşuyordu:
"Refah Partisi iktidara gelince ordu esas duruşa geçip sa­lam duracak..." Bu sözlerle yetinmeyen Arınç, tanklara mey­dan okuyacağını da vurguluyordu:
"30 tonluk tankın karşısında 30 kiloluk cüssesiyle Çin'li duracak ta, ben duramayacağım ha şaşarım akıllarına...
Kimin malını kimden kaçırıyorsunuz? Dört tane adam çı­kacak, keyfim istedi diyecek, demokrasiye karşı çıkacak ve biz duracağız ha... Yeni sömürgelikten kurtulmuş Cezayir değiliz biz. Biz kendi inancımıza bakıyoruz. Cezayir'in geçirdiği süre­ci biz kırk yıldır geçiriyoruz.
46'da yaptığınız farklı mıydı? 60'da yaptığınız farklı mıy­dı? 71'de yaptığınız müdahale faklı mıydı? 80'deki ihtilal fark­lı mıydı? Koskocaman bir tecrübe var arkamızda..
Dün böyle kükreyen Arınç, Genelkurmay bildirisinin ar­dından kayıplara karışıyor, ortalıkta gözükmüyordu. 
KENDiLERiNiNDE DiNi BiR DARBE YAPARAK iSLAMI YOK ETME PROJESiNi HAREKETE GEÇiRMEK iÇiN ATATÜRK VE CUMHURIYETE DARBE DiN DARBESi YAPTIKLARINI KABUL ETMiŞ OLMAKLA BERABER BUNA HAKLI BiR KILIF UYDURUYOR. (irfan ASLAN)


1881-38(*_*)_Bitmeyen^Başlangıç--Unknown

Zamanın yeniliklerine ayak uydurmayı kafirlik sayanların bu ZANNI islamı kafirlere esir etmek istemek değildirde nedir?HER SARIKLIYI HOCA SANMAYIN HOCA OLMAK SARIKLA DEGIL BEYiNLEDiR...M.K.ATATÜRK.
«
Next
Sonraki Kayıt
»
Previous
Önceki Kayıt