_
_
21 Mart 2013'te Yazmıştık
ESAD GiDERSE ERDOĞAN'da gider
BAKAN DAVUTOĞLU ESAD'ın beyni sulanmış dedi ama bunu alaya alarak değil duyunca çok sinirlice söylemişti.Neden sinirlendi ve neyden işkillendi.BEŞAR ESAD bu sözü söylerken neyi işaret ederek neyi kasteddi.
(Senin de işin bitince ismini çizecekler mi demek istedi)
Şam rejimine BM Güvenlik Konsey’inde müdahale ettirmeyen Rusya ve Çin, Beşşar Esed’in kovulmasına ve Nusayrilerin kaderlerine terkedilmesine karşı çıkması danışıklı bir dövüş. Dünya kamuoyu hazırlanıyor. Hem Rusya ve Çin’i tatmin edecek, hem Türkiye hemde ABD, İngiltre ve İsrail üçlüsünün ısrarla talep ettiği ‘win win’ formulü tekrar devrede… Fransa son anda muhteşem üçlüye cilve yaparken, Almanya 2. dünya savaşı sonrası dönemde ilk defa NATO bloku dışında kaldı, Rusya ve Çin cephesine geçti ve komple Esedsiz rejimi değil zayıflatılmış Nusayristan’ın devlet Başkanı Beşşar Esedli yeni dönemi destekledi.
İkiye bölünmüş Suriye planında
Esed’in ülkeyi terketmesine gerek kalmıyor.
Suriye ile savaş tam tamları çalarken, İngilizlerin, İsrail’in ve Amerikan Neoconların Suriye ve Türkiye’yi bölme planı gözardı ediliyor. Suriye’nin etnik haritası incelenecek olursa elit Nusayri rejiminin deniz kıyısına yakın bölümlerdeki yandaş nüfusu içine alan bölgede yoğunlaştığı görülebilir. Esed’e Nusayristan kurdurulacağını belkide ilk defa burada okuyorsunuz. Hıristiyan nüfusta bu bölgede yaşıyor ve Nusayrilerle iktidarı yıllardır bölüşüyor. Şam yönetimin ısrarla yürüttüğü etnik katliamların amacı, Sünni nüfusun bu bölgeyi terk etmesini sağlamaktı ve başarıldı. Zaten Ruslarda bu plana destek veriyor. Global çetenin amaçları İsrail’in güvenliği. İran’ın Hizbullah’ı ve HAMAS’ı desteklemesini engellemek ve Golan tepeleri konusunda inisiyatifi tamamen ele geçirmek, Suriye’yi bölge politikalarından diskalifiye etmek. İran’a ders verilmesi ve bölgedeki ayağının kırılması da ana gayeler arasında . . .
Arap, Kürt ve Türkmenlerden oluşan Sünniler ile Nusayriler birbirinden ayrıldıktan sonra çok uluslu malum milletin şirketleri, maskeler takarak Suriye’yi sömürmeye gelecektir. Elbette liberal demokrasi ve ekonominin özgürleşmeye katkısı olacaktır. Ancak kapitalistleşecek Suriye’de fakir halkın kendi ülkesinin servetlerini kullanmasına ve yönetmesine yine izin verilmeyecektir. Türkiye işte bu aşamada devrede olmalıdır. Suriye halkını sömürgecilere bırakmadan refaha kavuşturacak yolları göstermelidir.
Önemli olan olası bir savaşta veya Pandora’nın Kutusu’nun açılması halinde ortaya hangi pisliklerin saçılacağıdır veya diplomatik deyimle neticede kimin kazançlı çıkacağıdır. Kesinlikle Türkiye kazançlı çıkacağa benzemiyor. Kazançlı çıkacak tek ülke İsrail’dir.
Suriye’nin içteki yapısı konusunda bilinmeyen önemli bir hususu buraya ekliyeyim: Suriye’de eski KGB’nin kurduğu tam 16 ayrı istihbarat örgütü var ve her yedi kişiden biri en az bir istihbarata çalışıyor, kimse kimseye güvenmiyor. Fransız mandasından kurtulduğundan, yani 1946′dan beri Suriye halkına zulmeden azınlık güç Nusayrileri bir kaşık suda boğmaya hazırlanan kızgın halk kitleleri bulunuyor. Yüzde 12′lik nüfusa sahip zengin Nusayriler ancak keskin sınırlarla çizilen, BM Barış Gücü’nün koruduğu veya oluşturduğu tampon bölge sayesinde özgür (!) Nusayristan’da kurtarılabilir. Batıdaki Esad müttefikleri, Nusayrileri linç ettirmeyecektir. Rusya ve Çin zaten buna izin vermez. Bu menfur planda, Türk askeri Mehmetçik yine nöbete gönderilecektir, biz istesekte istemesekte… Ev sahipliği yaptığımız Suriyeli muhaliflerin zaferinden sonra Nusayrilerin katledilmesine elbette bizde göz yumamayız; kısacası aşağı tükersen sakal, yukarı tükürsen bıyık Suriye’daki Arap Baharı veya cehennemi…
CANADA
Faruk ASLAN